28 Eylül 2002

Beklenmeyen

Kimi zaman öyle anlar gelir ki, olmadık yerde yada zamanda çıkagelir beklenmeyen bir konuk.

Kimi zaman uzun süreli konukluğu ile gelir, kimi zaman da anlık bir konukluktur. Her biri, konuk olmak için çıkıp gelenin, yüreğinin tüm kırıkları ve bilincinin dip odalarında sakladıkları ile toplayıp düşlerini tek insanlı yaşamdan çoğul insanlı yaşama taşınma olasılığını da içinde barındırın.

Herşeye rağmen beklenmeyenin anlık konukluğunda yaşanan, dokunmaya dair hisler, uzun zamandır alınamayan kokuların tüm odaya sinmesi ve gözlerdeki, herşeyi bu kadar kısa sürede yaşayıp düşün(me)me şaşkınlığı ile gökyüzünün yıldızlısından bulutlusuna akarken zaman, acaba sonrası ne olacaklı sorularının yoğunluğu ile sonlanmasıdır; tıpkı çok uzaktan gelen uzun zamandır görülmeyen bir dostun bir kahvelik sohbeti ile çıkıp gitmesi gibi, ki hüzünlü bir burukluk kalır içinden daha yeni başlanmıştı sohbete ve kahve bitirildiğinde belki de bir daha ne zaman görüşüleceği belli olmayan biriyle paylaşılacak o kadar yarımlıkların kalmasının hüznüyle kendimiz ile kalmamız gibi...

Ama zaten konuğu özel yapan da tam da bu yarımlıklardır aslında, herşeyi tam yaşamak isterse insan, toparlayıp düşlerini taşınmaya başlar çoklu yaşamlara...

Konukla beraber de gider çok şey ama yaşananlar ve yarımlıklar, kendini tekrar tekrar taşır yeni gelen güne de ve sanki sonu olmayan yada isteyerek yazar tarafından bitirilmeyen romanın olası son cümleleri kendini yaşam içinde arar...

Yaşam her zaman beklenmeyen yada beklenen konuklukluklarının gelme olasılığını sürekli kendi içinde taşıyıp durur. Bu aslında hiç durmayan bir döngü (mü)dür? yada kendini her tükettiğinde tekrardan yaratan mitoloji hikayelerinin günümüz yaşanmışlığı mı?

Her kaybedilenle beraber birşeyler çıkıp giderken, buna rağmen her defasında yaşamın sana neyi taşıyacağı yada seni nereye taşıyacağı karşısında yapacakların, mantıklı olanla bilincin dip odalarındaki seslerin çatışmaları sonrası verilen kararlar ile yaşanır..

Aslında, çoğu kez yoksayılmaya çalışılmasına rağmen ancak tam da böyle anlarda bilincinin dip odaları daha bir dikkatli dinleyebilmeli çünkü bazen doğru yanıtlar yalnız ordan gelir ve duyamamak aslında yaşama dair olanı kaçırmaktır yada konukların yüreğinin kapısı önünde bırakılmasıdır.

Bir daha geri dönmeme olasılığına rağmen gelen her konuk kendi yaşanmışlığından bir parçayı da ekler senin yaşanmışlığına, bir parçayı da alıp gider ve beklenmeyen konuk ardında yarımlıkları bırakarak çıkıp giderken aslında, tümüyle herşey onunla birlikte gitmez, geride bıraktıkları ile gölgesi bir süre daha yaşam alanında kalmaya devam eder...

Aslında, giden konuğun yarımlıklarıyla birlikte gerisinde kalanı duyumsayabilmek çok özeldir.

Odanın içinde kalan diğerine ait kokuları ve ortaklaşılan anları yeni gelen gün içinde taşımaya devam eder, beraberindeki çoklu yaşanmışlıklara geçiş olasılıklarının cevabının zor sorularıyla birlikte...