1 Nisan 2002

"Hayat yeniler kendini"

Yaşam bize çoğu zaman ne kadar çok şey öğretir.

Durur herkese yabancılaşmayı anlatırsın, çürümeyi, dürüst olmak üzerine yazılar yazar, konuşmalar yaparsın...

Şiirler okursun, romanlara özenirsin, insanların dostlukları, saflıkları üzerine...

İstersin ki yaşamında yer bulsun, dürüstlük, saflık, sözün anlamını yitirmeyişi...

Ahmet Arif’in dizeleri takılır bir an aklına:

“Vurulsam kaybolsam derim,\ Çırılçıplak, bir kavgada,\ Erkekçe olsun isterim,\ Dostluk da, düşmanlık da.”

Ama hiçbiri olmaz; en yakınından başlar çözülme, güvensizlik, yabancılaşma...

En yakınından başlar yaşamın en olumsuzlukları ve gider...

Bunlara bakıp üzülmek mi gerek, yoksa nerde eksik kalır bazı şeyler diye durup düşünmek mi gerek bilmeden geçer kimi zamanlar...

İki kişilik yaşamlar kurmaya çalışırsın, yaşam; daha doğrusu bugün yaşadıklarımıza yaşamak denirse yada her ne denilirse ondan, seni de çeker alır içine tüm olumsuzlukları ve kirlenmişliği ile...

Nazım Hikmet bugünlerimizi bir miktar tanımlayan şiiri takılır aklımıza isteksizce:

“O mavi gözlü bir devdi,

Minnacık bir kadın sevdi.

Kadının hayali minnacık bir evdi,

..............bahçesinde ebruliii

......................hanımeli

....................................açan bir ev.

Bir dev gibi seviyordu dev,

Ve elleri öyle büyük işler için

.................... hazırlanmıştı ki devin,

yapamazdı yapısını,

...................... çalamazdı kapısını

bahçesinde ebruliiii

......................hanımeli

..............................açan evin.

O mavi gözlü bir devdi,

Minnacık bir kadın sevdi.

Mini minnacıktı kadın.

Rahata acıktı kadın

.......... yoruldu devin büyük yolunda.

Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,

girdi zengin bir cücenin kolunda

..........bahçesinde ebruliiii

..................hanımeli

......................açan eve.

Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,

Dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:

bahçesinde ebruliii

............................ hanımeli

...................................... açan ev...”

ama Düş Sokağı Sakinlerinin “Biliyorsun Hayat Yeniler Kendini” şarkısı yankılanır kulaklarında; ve kendi kendine mırıldanır insan; “hayat yeniler kendini”

“dağılmış saçlarım gönlünün yatağına\ uyandırma\ sabah olsun ben giderim\ sen kal rüyamda” dizeleri etkiler seni ve kendine şaşarsın...

Yaşamlarımızda çok kişilik yerler açmanın zamanıdır. Ve yaşamın ve hayatın kendini yenilemesine fırsat vermeli. Hiçbirzaman umutsuzluğa kapılmamalı insan. Umutun yitirildiği yerde başlar çürüme, yabancılaşma ve karamsarlıklar. Umut ile yeniden diyebilmeli insan her gelen zorun karşısında, birey teslim olmamayı bilmeli. Belki de bizi biz yapana sarılmalı ve direnmeli; yaşamak için, yeni bir hayat için...

Dünyayı değiştirmek için çıktığımız yolda, ne yol bitti, ne de yolcu yoruldu. Yolcu biraz daha yaşamı öğrenmiş, biraz daha ustalarını iyi okumayı anlamış durumda ve dudaklarında ‘ hayat yeniler kendini’ dizeleri ile yola devam ediyor.

Yaşamın her anında duraksamdan sorgulamayı\ sorgulanmayı öğrenmenin hazı ile...