30 Haziran 2002

Emek harcamak gerek

Kimi zamanlarda insan kendine döner ve yaşamını tekrar gözden geçirir. Ama bunu yapmak için çok kez olağanüstü koşulların ortaya çıkması gerekir. Durduk yerde kimse yaşamını sorgulamaz. Kimi zaman kendimizle kaçak konuşmalar yaparız ama bunlar biraz korkak, ürkek ve çekingen konuşmalardır. Kurulu olanı çok da fazla değiştirmek her birey için kolay değildir. Günü kurtarmaya, o an ki zamanı düzenlemeye yarayacak kararlar alırız. Bu kaçamak konuşmalar hep sürer, çok kez ciddi konuşmalar da olduğunu düşündüğünüz anlarda pratiklere yansımaması aslında kurulu olanı koruma, kurulu olana tabi olma halidir. Çünkü yeniden ortaya çıkacak olanları kimse bilemez, kayıplar da ağır olabilir. Bu riski insanlar yalnız olağanüstü koşullar altında çekinmeden alırlar yada olağanüstü koşullar sonrası yeni bir dünya yaratma ihtiyacı gerekçesi arkasına sığınıp rahatça bu karaları yaşama geçirirler.

Kimi zaman bu süreçlerde birey, bilip de uygulamadığı yada çeşitli nedenlerle ertelediği şeyleri de hatırlar;

-kazanmak için emek harcamak gerek-

Yaşamın her anında bu gerçektir, yalnız maddi anlamda da değildir bu düşünce, bir insanı kazanmak da emek ister...

İkili ilişkilerde kısa ve hazır yollar yoktur. Kolay olarak görünen, önceden hazırlanmış methodlar kimi yerde işe yaradığı düşünülür ama zaman size bunun işe yaramadığını gösterir, başlangıç için işe yarayan her ‘hazır ilişki modeli’ zamanla çözülür, emek harcamadan bunda ısrar edilmesi ilişkiyi etkiler ve zaman içinde çözülmeler\ayrışmalar yaşanır.

Çünkü her birey ayrı bir dünyadır ve her dünya kendi içinde kendi çelişkilerini ve kendince yaşamı barındırır. Emek harcamadan bu dünyayı öğrenebilme olanağı yoktur. Öğrenileyemen dünya içinde doğan süreçlerin farkedilememesinden dolayı ise taraflar birbirlerine yabancılaşırlar ve bu ilişkide kopmalara kadar gider.

Emek harcamak yetmez aslında bir insanı kazanmak için, sabretmek de gerekir çünkü hiçbir ilişkinin kolay, önceden kestirilebilir kısa yolları yoktur.

Yeni başlayacak bir ilişkide de bu böyledir. Bir insanı kazanmak için emek harcamanız gerekir. Emek harcarken sabırlı da olmak gerek çünkü hergünün sonunda umutlu bir mesaj olmayabilir.

Sabretmenin süresi aslında sizin ona verdiğiniz değeri de ortaya koyacaktır. Devam etme istenci sizin ona verdiğiniz değerle de doğru orantılı olacaktır. O yüzden her günün sonunda dönüp kendinizle yüzleşmek zorunlu olacaktır ve kilit soru hep sorulacak ya sesli yada sessizce; ‘buna değer mi acaba?’

Bu soru, süren ilişkiler içinde sorulması gerekir. Çünkü eğer bu konuda en küçük bir kuşku emek harcamayı işkence haline dönüştürür, zamanla bir görev olur. İnsan ilişkilerinde yabancılaşan davranışlar, göreve dönen ‘yapılması zorunlu’ davranışlar da ilişkiyi etkiler, hatta çözülmeleri\ayrışmaları sağlar.

Gereksizce süren bir ilişkinin ötenazi hakkını kullanması, bireyin sürekli acı çekmesine\mutsuz olmasına karşı tek seçenektir. Ama kilit sorular hep gündemde olur, gerçekten bu ilişkinin devamı isteniyor mu ve ilişkinin devam etmesi amacıyla emek harcamaya değer mi?

Çoklu etkileri olan, çoklu ortamlardan etkilenen bu sorulara yenileri de eklenir, ve arada kalan birey, eğer yüzeye çıkamazsa yeni arayışlara girer, yeni kaçışlar arar ve sorunların çözümünü erteler, ama sonuda cevap gelip kendini bulur.

Bitkisel yaşamdaki ilişkinin tekrar yaşama dönmesi karşılıklı talep ve emek harcamakla mümkündür; bu koşullar mevcut değilse ötenazi hakkı kaçınılmazdır. Bireyin yeni bir yaşamı rahatca tekrardan kurabilmesi için bunu doğallaştırması ve bilinçaltına yerleştirmesi zorunludur.

İlişkinin sonlandığı süreç erken atlatılmalı, kararsızlık süreci hızlı şekilde karara bağlanmalıdır. Bu yeni kurulacak yaşam için gereklidir. Geri dönmek dahil tüm olasılıklar kararlılıka sonuçlandırılması gerekir.

Tüm bu süreçlerden sonra, yeni başlaması ihtimali olan ikili ilişkinin yaşanacağı süreçten geçerken birey, bulunduğu yada ait olduğu yaş kuşağının davranış biçimlerine uygun hareket edilmesi gerekliliğinin baskısı altında kalır. Bu dışardan da gelebilir yada bilinçaltıdan da gelişir.

Ve bu süreç çok kez bireyi, kendi ve çevresi ile çelişkilere iter. Çünkü asla hazır cevaplar yoktur, yada kolay çözümler de bulunmaz. Hata yapma riski her zaman vardır. Herşeye rağmen emek harcamak gerekliliği ve ‘değer mi’ süreci yaşanır.

Bir insanı kazanmak asla kolay değildir, kolay olacak kısa yollar asla işe yaramayacaktır, o yüzden neyi, ne kadar istendiğini bilmek gerekir ama kazanmak bir son değildir, ilişkinin devamı içinde insan kendinden birşeyler katmalı, emek harcamayı bilmelidir...

Bu döngü sonsuzluk içinde tekrardan kendini üreterek hiç durmadan devam eder, asla durmadan...